30.04.2015

[Hızlı ve Etkili] | İskandinavya Turu

23 Nisan tatilini fırsat bilenlerden bazıları da bizlerdik. Kısa zamanda birçok şehri gezdik, atladık, zıpladık, tırmandık, yedik, içtik ve bol bol yürüdük... Bu yayında, İskandinavya'nın muhtelif kentlerinden izlenimlerimi, çektiğimiz ve derlediğim fotoğraflar eşliğinde aşağıda takip edebilirsiniz.

Stockholm, İsveç
22 Nisan'daki akşam uçağı ile Stockholm Arlanda Havalimanı'na vardık. İsveç ile Türkiye arasında 1 saat fark olduğunu da hemen belirteyim. Önce pasaport kontrol sırasına giriyorsunuz; ki kendisi bir hayli gergin geçiyor. İtalya, İspanya gibi ülkelerden aldığınız vize ile İsveç'e girmeye çalışıyorsanız: "Yılın bu zamanı neden İsveç?" - "Hııım, demek sizin de İtalya vizeniz var..." vb. çeşitli ironik sorulara maruz kalabilirsiniz. Gezinin amacını, ne kadar süre ile İsveç'te kalacağımızı öğrendikten sonra, sanki deminki gerginliği yaratan memure kendisi değilmiş gibi, bizi kocaman bir gülümseme ile uğurladı ve derin bir "Ohh!" çekerek ülkeye resmi girişimizi yaptık.

Havalimanından Flybussarna Airport Coach'ları kullanarak şehir merkezine yaklaşık olarak 35 km'lik / 45 dakikalık bir yolculuk ile varılabiliyor. Genç ruhumuza ithafen, Terminal'e yakın lokasyondaki bir hostelda konakladık. Ertesi gün Stockholm gezimize başladık.

Bütün şehri yürüyerek tavaf ettiğimizi önden belirteyim. Avrupa'daki insancıl şehir ölçeğinin, bunu yapabilmeye fırsat tanıması ve hava koşullarının elverişliliğinden dolayı gayet keyif alarak, şehrin turistik anlamda gezilebilecek birçok önemli durağını turladık. Alışveriş için bakınacak zamanı bile yaratabildik. Tax Free seçeneğini kullanarak Helly Hansen, The North Face, Asics, New Balance vb. çeşitli markaların outdoor ürünlerini TR'ye göre çok daha uygun fiyatlarla tedarik edebilirsiniz. Fırsatı değerlendirmenizi öneririm.

Norrmalm'den başladığımız turumuzu; Gamla Stan (old city), Södermalm, Skeppsholmen, Kastellholmen, Östermalm duraklarımızdan sonra yine Norrmalm'a dönerek tamamladık. Gezdiğimiz yerleri işaretlediğim haritayı ve yeme-içme önerilerinin fotoğraflarını aşağıda inceleyebilirsiniz. Gezi boyunca bol bol vinç ve inşaat iskelesi gördük. Yapı sektörü belli ki bu devirde, her şehrin istihdam alanı =)

Stockholm gezisi için daha çok zaman ayırabileceklere Stockholm Card almalarını tavsiye ederim. Stockholm Card ile hem birçok müzeye; hem de toplu taşıma araçlarına ekstra ücret ödemeden giriş yapabileceksiniz. 
Stockholm Ayakbastı Haritası
Yeme - İçme Önerileri
(Mekanların üzerlerine tıklayarak web sayfalarına ulaşabilirsiniz.)

Norrmalm
→ Drottninggatan 73 - Muffin Bakery (chocolate brownie & cheesecake muffin + kahve)
→ Klara Tvärgränd 3 - Pong Asian Restaurant (açık büfe)
→ Hötorget, Haymarket (pazar alanı) 
(Pazarcıların çoğunun Türkçe konuştuğu market alanından bir kap frambuaz aldık.)
Gamla Stan
→ Stortorget 18 - Chokladkoppen (kanelbulle + kahve)
(Mayalı, tarçınlı, kakuleli geleneksel kanelbulle tarifi için buraya tıklayabilirsiniz.)
Södermalm
→ Nytorget 4 - Urban Deli (market + cafe + restaurant)
Östermalm
→ Östermalmstorg, Saluhall (market + bistro + restaurant)
→ Nybrogatan 6, Fabrique Stenugnsbageri (fırın)

Stavanger, Norveç

Aynı günün akşamı, yine otobüs ile Arlanda Havalimanı'na döndük ve Kopenhag aktarmalı olarak Norveç'in Güneybatı köşesindeki Stavanger'e ulaştık. Stavanger'de çalışmakta olan bir arkadaşımızın yanında konakladıktan sonraki gün, kiraladığımız araç ile ışık fyordu anlamına gelen Lysefjorden'a doğru yola koyulduk. Stavanger çıkışından itibaren 13 numaralı yolu izleyerek yaklaşık 1,5 saatlik araba ve feribot yolculuğu ile park alanına vardık. 
Stavanger / Preikestolen Araç-Geçti Haritası
Preikestolen [Pulpit Rock - vaiz kürsüsü kayası] dünya üzerinde görülmesi gereken en görkemli vista noktalarından birisi olarak belirtilmekte. Gerçekten inanılmaz bir manzara, tabii o manzaraya ulaşması da hayli meşakkatli bir yolu izleyerek mümkün. Yaklaşık 4 km uzunluğunda, bol eğimli bir araziden, yer yer 35-40 cm yüksekliğinde taş basamak yığınlarından, karlı patikalardan, üzerinden su akan kayalardan, bataklıklardan vs. vs. (tamam, biraz dramatikleştiriyorum) oluşan bir yolu, T harfleri ile işaretlenmiş izleri takip ederek ve karşılaşacağınız manzarayı hayal ederek kat etmek çok keyifli... "Ne umduk, ne bulduk" fotoğraflarımız aşağıda görülebilir.


Ayrıca Preikestolen, Vikings dizisinin 2. sezon finalinin kapanış sahnesinde Ragnar Lodbrok'un karizmatik bakışlar savurduğu yerin ta kendisi... Kanıtı için buraya tıklayabilirsiniz.

Oslo, Norveç
Ertesi gün Stavanger'den 08:49 treni ile (ve gerçekten 9'a 11 kala tren kalktı) Oslo'ya hareket ettik. Yaklaşık 7 saati tren, 1 saati de otobüs ile geçen yolculuk sonrası öğlen 4 buçuk gibi Oslo'ya vardık. Norveç'i batıdan doğuya, manzaralı ve konforlu bir yolculuk ile seyretmek isterseniz tren alternatifini önerebilirim. Tren bileti ve trendeki yemeklerin fiyatları da Norveç standartlarına göre gayet uygundu.

Oslo'daki oda+kahvaltı şeklindeki otel rezervasyonumuz, Terminal içindeki Comfort Hotel Grand Central'deydi. Her yere yürüme mesafesindeki merkezi lokasyonu ve modern-minimalist dekorasyonu ile temiz, rahat ve şirin bir otel. Ayrıca kahvaltıda sundukları sıcak ve soğuk seçeneklerin hepsi son derece lezzetliydi.

Bavulları otele bırakıp Operahuset (Snøhetta tarafından yapılan çağdaş mimari stilli opera binası) ile turumuza başladık. Daha sonra ünlü alışveriş caddesi Karl Johans Gate üzerinden Hukuk Fakültesi Binası, Nationaltheatret, Oslo Rådhus (City Hall), Aker Brygge, Tjuvholmen, Royal Palace, Grünerløkka, Oslo Domkirke (Cathedral) ve Oslo Spectrum ile ilk gün ring'ini tamamladık.

Yılın bu zamanı Kuzey'de havanın akşam 10-11'e kadar kararmaması ve uzun saatler dışarıda yürümeye imkan tanıması tabii ki en önemli avantajlardan. Siz siz olun, Kuzey'i ziyaret edecekseniz Nisan-Eylül ayları arası gezi planlarınızı ayarlayın. Ayrıca aynı gün, şehir merkezindeki koşu dolayısıyla bazı yollar trafiğe kapanmıştı ve birçok Norveçli'yi spor yaparken görme şansımız oldu. Oslo'ya gelmeden önce Sentrumsløpet hakkında bilgimiz olsaydı 5 ya da 10 km koşularından birine kaydımızı yaptırıp madalyamız ile gururla ülkemize de dönebilirdik. 23 Nisan 2016'da deneriz belki şansımızı =)

Bir önceki günün trekking yorgunluğu, tren yolculuğu, Oslo turu derken bir yerde oturup güzel bir yemek yememiz gerektiği sinyallerini daha fazla duymamazlıktan gelemedik.

Yüzyıl kadar önce birçok fabrika ve işçi sınıfı konutlarının bulunduğu ve günümüzde gentrifikasyona uğrayarak değişim geçirmiş Grünerløkka'daki Munchies.'de akşam yemeğimizi yedik. Hamburger + Patates kombinasyonu bir hayli doyurucuydu ve tabii ki hiç de "light" bir seçim olmadı; ancak bugerlerin lezzeti ve ortamın samimiyeti yemeğin kalorisini unutturdu.

Eski bir sanayi bölgesi olan Grünerløkka'da küçük çaplı çok sayıda kafe, restoran ve bar mevcut. Fabrikaların dönüştürülerek konser ve performans sahnelerine çevrildiği birçok mekan görebilirsiniz. Bölgede ayrıca orijinal Norveç tasarımı ürünlerin satıldığı dükkanlar, vintage ve ikinci el butikler de çok popüler.

Ayrıca şehir içinde neredeyse her sokakta bulunabilecek Kaffebrenneriet şubelerinin birinden kahve almayı ihmal etmeyin. Sütün kıvamı, kahvenin tadı enfesti...


Gezimizin son gününde otelin gerçekten başarılı kahvaltısından sonra yeniden Operahuset'ten başlayarak sahil yolu üzerinden sırasıyla Akershus Festning (Fortress), Aker Brygge, Rådhusplassen, Bygdøy Peninsula / Kon-Tiki Museet, Karl Johans Gate ve Terminal ile ring'i tamamladık. Otel, Terminal içinde olduğundan hiç acele etmeden Oslo Havalimanı'na giden trene bindik ve bir turumuzun daha bu şekilde sonuna gelmiş olduk...
Oslo Ayakbastı Haritası


Birçok şehirde olduğu gibi, Oslo ziyaretiniz sırasında da müze girişleri ve toplu taşımada kullanmak üzere Oslo Pass satın almanızı tavsiye ederim. Bu şekilde hem bilet sırası beklemeyecek; hem de çok daha uygun fiyatlar ile şehir içinde gezinebileceksiniz.

Kon-Tiki

32. İstanbul Film Festivali (2013) kapsamında izlediğimiz Norveç yapımı Kon-Tiki filmine konu olan, kaşif Thor Heyerdahl ve gönüllülerden oluşan ekibi ile Pasifik Okyanusu'nda seyahat ettikleri ilkel sal ve eşyaları görmek için Kon-Tiki Müzesi'ne yaptığımız ziyaretten ayrıca bahsetmek istiyorum.

City Hall önünden kalkan teknelerle Bygdøy yarımadasındaki müzeler alanı ziyaret edilebilmekte. 2. iskele durağında inip Kon-Tiki müzesine ulaşabilirsiniz.

Kon-Tiki, ismini İnkaların Güneş Tanrısı'ndan almakta. Tamamen ilkel tekniklerle hazırlanmış sal ile Pasifik Okyanusu'na açılan grubun amacı, Polinezya halkının kökeninin, sanıldığının aksine Asya'dan değil; Güney Amerika'dan gelmiş olabileceğini kanıtlamaya çalışmak. Ekip, yüzyıllar önce benzer teknikler ile yapılmış olan salların, okyanusun zorlu koşullarında zarar görmeden Polinezya'ya kadar ulaşmış olabileceklerini gösterebilmek için bu maceralı yolcuğa çıkmaya karar veriyor. Müzede Heyerdahl ve ekibinin yolculuk sırasında kullandıkları eşyalar, seyir ve not defterleri, fotoğraflar, filmler, Polinezya'dan getirilen etnik nesneler ve teknenin birebir modeli görülebilir. Ayrıca 1947 yılında çıktıkları yolculuk sırasında çekilen görüntüler ile hazırlanmış belgesel filmin de 1951 senesinde Akademi Ödülü kazanmış olduğunu belirteyim hemen.

Heyerdahl'ın, Kon-Tiki'den sonra, Atlantik ve Hint Okyanusları'nda gerçekleştirdiği yolculuklara ait sal modelleri ve bilgilendirme panoları da müzede ayrıca görülebilecekler arasında. Bilgilendirme panolarında belirttiğine göre; Heyerdahl ve ekibi, Ra ve Ra II adını verdikleri diğer teknelerde yaşadıkları deneyimlerden dolayı, denizlerdeki kirlilik konusunda ilk defa raporlar hazırlamış, önlem alınabilmesi için Birleşmiş Milletler'e sunmuş ve büyük bir farkındalık yaratmayı başarmışlar. Heyerdahl, yolculukları sırasında edindiği bilinç ile yeşil siyasetin aktif bir figürü olarak çalışmalarını sürdürmüş ve 2002 senesinde vefat etmiş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.